Bu yukarıda görmüş olduğunuz Vosvos ve klasik 3 tekerlekli bisikletim dururdu balkonda. Balkonun zemini de bildiğiniz beton üstü mermer. Bir akşam misafir gelmiş, misafirlerin oğlu da benim sen sevdiğim oyuncağım olan Vosvos'a biniyor. Sinirlendim tabi, aslında kıskanç ve bencil bir herif değilimdir ama o an kısa süreli bi' depresyon yaşadım sanırım. 3 tekerlekli bisikletle sürekli arkadan çarpıyorum ki kızsın bana, insin gitsin. Bu ibine evladı ki kendisi sonra ÖSS'de 7. oldu, inmemeye inat etti heralde, tepki vermedi bir süre. Ben de daha da sinirlendim, daha geriye gidip, daha fazla hızlanarak çarpmaya başladım. Gördüğünüz üzere bu Vosvos'un oyuncağı da kendisi gibi yuvarlak hatlara sahip doğal olarak. En son arkadan öyle hızlı şekilde geldimki, bisikletin ön tekerleği Vosvos'un kavisli bölümünü tırmanıp havaya kalkınca, doğal olarak benim de vücudumun ağırlığının etkisiyle arkaya doğru kafa üstü düştüm. Ondan sonrası yok bende. Zaten söylenenlere göre düştükten sonra öyle kalınca, kafamla betonun hızla birleşmesinden çıkan "Güm" sesi ile salondan balkona koşan annem ve babam beni öyle görünce, "Ölmüş lan bu." şeklinde tepki vermişler. Ondan sonrası da, baygın şekilde sürekli kusmak falan filan. Arada tek hatırladığım bir hastaneden başka bir hastaneye yönlendirmişlerdi, rontgen ya da tomografi çekilirken bir orospu çocuğu da "Işığa bak, Ninja Turtles gelecek oradan.." demişti. 4 yaşındayım ama okumayı - yazmayı biliyorum, cin gibiyiz yani. O kafayla bu orospu çocuğunun yalanına inanıp ışığa bakarken bir daha bayılmışım, zaten sonra da evde yatıyorken buldum kendimi.
Bu mal hikayeyi neden anlatma ihtiyacı hissettim bilmiyorum ama ilk cümlede yazdığı gibi, aslında her şey, tüm hayatım bence bu olayla başlıyor. Aslında bundan 18 sene önce oldukça normal bir insandım yani, gerçekten.